Israrlıyız
Israrlıyız. İstemediklerimizin olmaması için, istediklerimizi oldurmak için ısrarlıyız.
Bu durum yani istiyorum/istemiyorum tarafımız, o kadar normal geliyor ki gözümüze, otomatik olarak benimsediğimizden biz fark etsek de etmesek de tüm eylemlerimize bu tarafımız yön veriyor.
Direnç göstermek ile sınır çizmeyi birbirine karıştırıyoruz. Bize uygun olmayan bir duruma hayır diyebilmek ile olan duruma direnmeyi aynı şey zannediyoruz. Hayır diyebilmek, zarafete dahil ancak deneyimle münakaşa etmek; zarafetten uzaklaştırıyor bizleri.
İşler planladığımız gibi olmayabilir, hatta çoğunlukla da birebir o şekilde olmaz zaten. Hele biz ısrar ettikçe, iyice olmaz. Başka türlü olabilir ihtimaller ve bizim buna kapalı olmamız, direnmektir. Sözgelimi, bütün gün hazırlık yaparsınız ve misafiriniz gelemeyeceğini söyleyen bir telefon edebilir mesela ya da vejetaryensinizdir ve restoranın menüsünde sizin tercihinize uygun tek bir seçenek dahi olmayabilir.. Çok istediğinizi bildiği halde eşiniz erken davranamadığından sinemadaki o filme bilet bulamamış ve başka bir film için bilet almış olabilir. Zarafet, buradaki tepkilerimizin, tutumlarımızın ne olacağı ile ilgilidir. Israrla istediklerimizde diretiyor muyuz, yoksa esneyip mevcut duruma uyum sağlayabiliyor muyuz?
Zarafet, uyumdur. İstemediğiniz bir teklife elbette hayır diyebilirsiniz, ancak çok istediğiniz filme gidemediniz diye çatışma olmasına da gerek yok. Başka bir gün gidelim madem dersiniz ve seansın tadını çıkarırsınız.
Küsmek, söylenmek, ille de böyle olsun diye ısrar etmek, zarafetin gölgelendiğine işaret.
Son zamanlarda sıklıkla pratik yapmaya özen gösterdiğim bu konuda işe yaradığını gördüğüm bir tavsiyem var.
Bir şeyin olmama ihtimali göz kırpmaya başladığında, olmayacağını kolaylıkla kabul edin. İçinizden şöyle geçirin: ‘Tamam, ne yapalım. Biz de ….. yaparız’ ya da ‘Peki, o zaman şuna bakalım’ gibi. Sözcüklerinizle hemen onaylayın içinizde, hatta dile getirin. Ancak samimi olmanız gerekiyor. Gerçekten o olmayan ihtimali gözden çıkarın.
Örnek vereyim: AVM’de otoparkta park yeri arıyorsunuz, çok kalabalık. Biraz ileride boş bir yer görüyorsunuz ve hemen bir başka araba, dörtlüleri yakıp; oraya yerleşmek üzere pozisyon alıyor. Tam bu anda, ‘olsun, biz de başka yer buluruz’ gibi bir şey söyleyin, samimice. Hatta gülümseyin bu duruma. Sonra da olanı izleyin.
Biliyorum, elbette ki her durum için uygulaması kolay bir öneri değil. Hiç istemediğimiz bir durumla karşılaştığımızda, hemen başka tarafa yönelmek mümkün olmayabiliyor. Ancak günlük yaşamda, küçük olaylar karşısında tutumumuzu değiştirdikçe, esneyebildikçe büyük olaylar olduğunda eğilimimiz daha önceki pratiklerimizin kaçınılmaz sonucu olarak bize yardımcı olacaktır ve sadece bu sebeple bile olsa, denemeye değerdir.
Israr, zarafete dahil değil, esneklik zarafettendir.
#zarafeteğitimleri