Zarafet Yüzyılı

Marşlar yazıldı, gösteriler yapıldı, danslar edildi; konserlerle, geçitlerle, törenlerle yurdun dört bir yanında büyük bir coşkuyla Cumhuriyetimizin 100.yaşı kutlandı. Atamızın sözleri paylaşıldı. Tarihten sahnelerle derin hatırlamalar yapıldı. Gözyaşları döküldü. Fotoğraflarla, videolarla, ışık gösterileriyle, meşalelerle yer gök her yer kırmızı beyaz oldu. Kalbin en derinlerinden çağlayan minnet duygularıyla coşup dalgalandı yürekler. İyi ki de öyle oldu ve ne mutlu bizlere ki, yaşamlarımız da denk düştü bu kutlu güne.

Ve,

Bugün 30 Ekim 2023 | Bugün Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının ilk günü.

Peki şimdi ne yapacağız?

Şu kısacık insan hayatının bir noktasında, destansı bir mücadele ile kazanılmış özgürlüğümüzün üzerinden 1 asır geçmiş ve ülkemizin 100.yaş kutlamasına tesadüf etmişken; buradan nasıl devam edeceğiz?

Bulunduğumuz yer; bu bir asırlık Cumhuriyet, anlayışımızda değişiklik yapmamız için güçlü bir kıvılcım olabilir mi?

İkinci yüzyılında biz varız, bayrağı biz taşıyoruz  ve Cumhuriyet için biz ne yapacağız?

Bu ve benzeri sorularla geçirdiğim birkaç günün ardından zihnimde hep aynı yer ile temas ettim:

KARARLILIK

Atatürk Gülcemal Vapurunda.
Kaynak: www.ataturkinkilaplari.com

Çağımızda zarafet eksik evet ve bu konuda kiminle konuşsam; herkesin bir çeşit özlem duyduğunu belirttiği bir değer olarak karşımıza çıkıyor zarafet. Eksikliğini hissediyoruz, bunu dile getiriyoruz ve devamında ….. yakınma benzeri söylemler:

”Herkes kaba, herkes özensiz, herkes hırçın, herkes … öyle ve herkes böyle…”

Belki gerçekten de öyle ama bugüne kadar bu söylemleri sürdürmenin herhangi bir şeyi değiştirdiğini ya da bir çözüm olduğunu maalesef göremedim.

Ve bugün artık biliyorum ki böyle devam etmek zorunda değil, değilim ve değiliz.

Bugün -tıpkı 100 yıl önce bu topraklarda yaşayanların da yaptığı gibi- yapabileceğimiz en işe yarar ve soylu davranışın, kendimizin ne ve nasıl yapabileceği ile ilgilenmemiz olduğunu görüyorum. Bu aktif bir eylem. Samimi ve yeterince güçlü.

Başlangıç noktası: Farkında olmak, yapabildiklerimizin ve eğilimlerimizin.

Kendimizin farkında olmak ve ardından olmasını istediğimizi olmaya çabalamaktan bahsediyorum.

Özlemini çektiğimiz zarafete kavuşmanın tek yolu, kendi zarafetimiz üzerinde çalışmak.

Ve ihtiyacımız olan tek şey ama belki de gerçekten tek şey; kararlılık. Unutkanlıktan muzdarip zihinlerimiz için tek çözüm kararlılıkla her gün zarafete yatırım yapmak.

Bir motivasyon yazısı ya da beğeni alma yazısı değil bu. Bilakis, içimde oluşan kararlılığın ve açığa çıkan umudun becerebildiğim en sade ifadesi. Bu en çok kendime yazdığım bir yazı. Hem kararlılıkları yazıya dökmenin gücünün farkındayım hem de belki bir başkası için de katkı olabilir düşüncesiyle paylaşıyorum.

Kendi küçük hayatlarımız için basit ama kolay olmayan zarafete dair bir seçim listem oluştu:

  • Düşünce, söz ve eylemlerimle zarar vermemeyi seçiyorum.

‘Savaş zaruri ve hayati olmalıdır. Milletin hayatı tehlikeye maruz kalmadıkça savaş bir cinayettir’ M.K Atatürk

  • Her an özenli olmayı seçiyorum.(Özbakımda, kılık kıyafetimde, kendimle ve başkalarıyla ilişkimde, işimde, davranışımda)
  • Çalışkan olmayı, işimi iyi yapmayı, yaptıklarım ile fayda sağlayabilmeyi, kendimi geliştirmek için her gün çabalamayı seçiyorum.
  • Cömertliği ve buradan doğan cesareti seçiyorum.
  • Her ne koşul altında olursa olsun, dürüstlüğü seçiyorum.
  • Yaşayan tüm canlılara duyarlı, nazik ve saygılı olmayı seçiyorum.
  • Her ne koşul altında olursa olsun, umudu hatırlamayı seçiyorum.

‘Umutsuz durumlar yoktur. Umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim.’ M.K Atatürk

  • Başkalarının hakkına uzanmamayı, başkasına ait olan bir söz bile olsa izinsiz kullanmamayı seçiyorum.
  • Yaratıcı, üretken ve aydın olmayı, emeğe değer vermeyi seçiyorum.

‘Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı(ayet), hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım, bilim ve akıldır. Benden sonrakiler, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü güçlükler önünde, belki amaçlara tamamen eremediğimizi, fakat asla ödün vermediğimizi, akıl ve bilimi rehber edindiğimizi onaylayacaklardır. Zaman hızla dönüyor, milletlerin, toplumların, bireylerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek.’ M.K Atatürk

  • Hayatımda olanların değerini bilerek, kendi hayatımın sorumluluğunu almayı ve bu hayatı bu anlamda ıskalamamayı seçiyorum.

Atatürk’ ten ve yakın çevresindeki insanların anlattıklarından ilhamla yazıya döküldü bu liste. Zaten hali hazırda üzerinde çalıştığım, anlamaya çabaladığım, her gün hatırlamaya gayret ettiğim bu konulara dair içimde bu denli güçlü bir şekilde açığa çıkan kararlılık, bugünü kendi kararlılığımın miladı ilan etmeme vesile oldu.

Diledim ki, ikinci yüzyıl zarafet yüzyılı olsun.

Ve bunun olmaması için bir neden olmadığını biliyorum. Nereden mi biliyorum? Elbette Atatürk’ten. Elbette 100 yaşındaki Cumhuriyet’ten.

** Dün ilk kez rastladığım ve çok ekilendiğim programlardan ikisini de izlemeniz için aşağıya ekliyorum.
Sevgiyle

https://youtu.be/-APd9I4iut8?si=_vjBqRTPv4Yyy_Th

https://youtu.be/64dL7lauLo0?si=elOx_Voxangp_IMk

 

You may also like